TR | EN
  • "Klasik çözüm yöntemleri dışında, hukuk düzeninde etkili neticeler ortaya çıkaracak çalışmaları ile yargılamada üzerine düşen görevini en etkin biçimde yerine getirmektedir"

KİPTAŞ - İETT DAVALARINDA SENDİKA VE BAZI ART NİYETLİ KİŞİLERİN YANLIŞ TUTUMU

1998 tarihinden beri İETT bünyesinde çalışan ve Kiptaş A Ş üzerinden temin yoluyla alınan işçilerin 2008 tarihinden bu yana verdikleri hukuk mücadelesi gelişerek devam etmektedir. 2300 işçinin muvazaalı (hukuka aykırı olarak danışıklı bir şekilde) olarak Kiptaş AŞ üzerinden hizmet temini (İşçi alımı) yolu ile hukuka aykırı sözleşmeler yapılarak İETT bünyesinde çalıştırılmaktadır. 1998 yılından beri bu durum böyle devam etmesine ve her sözleşme yenilenme döneminde Bölge Çalışma Müfettişleri tarafından yapılan incelemeler ile hazırlanan raporlar kapsamında bu sözleşmelerin (hizmet metini - işçi alımına yönelik) hukuka aykırı oldukları, işe başlama dönemi olan 1998 tarihinden beri tüm işçilerin İETT işçisi olduğu belirtildiği halde Hizmet İş Sendikası kendi üyelerinin haklarını korumamış, bu hususta gereğini yapmamıştır. 

Sendika yetkilileri, 2008 tarihinden beri işçilerin kendi imkanları ile verdikleri hukuk mücadelesini sürekli engellemek ve sabota etmek istemiştir. Bu konuda her türlü kötü niyetli yollara tevessül etmişlerdir. 2011 tarihinde muvazaanın yani Kiptaş A Ş ile İETT arasına yapılan sözleşmelerin kanuna ve hukuka aykırı olduğuna dair İstanbul 9.İş Mahkemesince 2010/1086 esas ve 2011/425 sayılı karar ile karar verilmiş ve bu karar kesinleşmiştir. Yine 2012 tarihinde aynı yönde İstanbul 1. İş Mahkemesince 2010/1115 esas ve 2012/695 ile verilen ve kesinleşen karara rağmen sendika hiçbir iş ve işlem yapmamıştır. Zira iş bu kararlar Yargıtay 9 ve 22 Hukuk Dairesi incelemesinden geçmiş ve onanmıştır. 

Sendika 2011 yılında Kiptaş AŞ li olupta İETT çalışan tüm şoförlerden (işçilerden) vekalet toplamış ve bu şekilde İETT işçisi olacakları yönünde birçok vaatlerde bulunmuştur. Vekalet vermeyenler tehdit edilmiş bir çok zorluklara maruz bırakılmıştır. Yukarıda belirtmiş olduğumuz İstanbul 1. İş Mahkemesi kararının kesinleşmesi üzerine tüm işçilerin İETT işçisi yapılacağı yönündeki tüm vaatler şu günü kadar hiçbir gerçekliği ortaya konamamıştır. Hal böyle iken şu günlerde sendika yetkilileri yeni bir bahane ortaya atarak işçilerin haklarını temin yönünde savsaklamaya gitmektedir. Zira sendika yetkilileri, işçilerin İETT işçisi olamamalarını AV. Ali Tizik'in bazı davalar kaybettiğini ve bunun için olamadıkları bahanesi ve yalanını uydurmaktadırlar. Bunu yaparken yine Av. Ali Tizik'in ilk davayı açan Hasan Çelenli'ile birlikte İETT den bazı maddi menfaatler elde ettiğimiz gibi kötü ve çirkin söylentiler işçiler arasında yapılmaktadır. Tüm bunlar yalan olduğu gibi İETT bizzat avukat olarak bizleri İstanbul Barosuna Şikayet etmiştir. Ancak yapılan bu kötü niyetli şikayet de sonuçsuz kalmıştır. 

Oysa hak mücadelesi içeresine girildiğinde iş bu durum yargıya intikal etmiş ise lehte karar çıkabileceği gibi aleyhte de karar çıkması gayet normal ve menfi çıkması durumunda yargının kararına saygı duymaktan başka bir tepkimiz olmayacaktır. Ancak menfi çıkan kararlar için gerekli her türlü hukuki mücadele devam etmektedir. Bu kapsamda açılan 150 nin üzerinde davadan şu güne kadar 23 dava Bakırköy İş Mahkemelerince reddedilmiş ve bu davaların tümü Temyiz edilerek Yargıtay 7., 9., ve 22. Hukuk Dairelerine gönderilmiştir. Yargıtay aşamasında olan dosyalar için seri dosyalar olması nedeniyle ilgili daireler ile görüşülmüş ve dosyaların öne alınması için gerekli müracaatlar yapılmıştır. Yargıtay aşamasında verilecek bozma üzerine yerel mahkemeler yargılamayı devam ettirmek durumunda kalacaklardır. Bunun dışında 120 nin üzerinde açtığımız davalarımız devam etmekte ve büyük çoğunluğu hesap incelemesinde bulunmaktadır. 

Hal böyle olduğu ve sayın sendika yetkilileri bu durum çok iyi bildikleri halde durumu sabota ederek, yalan beyanlar yayarak, hakkımızda olmadık iftiralarda bulunarak işçilerin haklı mücadelesine zarar vermeye çalışmaktadırlar. Hepsinden önemlisi işveren ile birlikte hareket ederek işçiler aleyhinde olabilecek her türlü hukuksuzluk içeresine germektedirler. Yukarıda belirtmiş olduğumuz gibi 23 adet davamızın reddinin sebebi ise  Sendika avukatlarının (yani sendikanın) Beyoğlu 2. İş Mahkemesinde 2008/153 esas ile Cemal Karacan adına açmış oldukları ve kaybettikleri davanın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmesi emsal almaktadırlar. Bu şekilde ret ile kesinleşen mahkeme kararını mahkemeler gerekçe göstererek açılan davalarımızın bir kısmını reddetmişlerdir. Yani olayın asıl müsebbibi yine sendikadır. Muvazaanın kesinleşmesine dair İstanbul 9 İş ve İstanbul 1. İş Mahkemelerinden alınan ve kesinleşen kararlar ile tüm mahkemelerde alınan bilirkişi raporları, yine İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş Ana Bilim Dalı Başkanlığından alınan raporlar, Bölge Çalışma Müfettişlerinin 2009 yılında bu yana Kiptaş AŞ ve İETT bünyesinde yaptıkları incelemeler sonucu hazırladıkları muvazaaya dair raporların tümü bir kitapçık halinde bastırılarak tüm mahkemelere sunulmuştur. Bunun sebebi, işçilerin haklılığına inanmış olmak ve haklı ve yasal durum mahkemeler huzuruna taşımaktır. Ret kararlarının Sayın Yargıtayımız incelemesinde geri döneceğini umut ediyoruz. Zira bu konuda temyiz dilekçelerimiz ile eklerinde çok ayrıntılı anlatılmış ve geniş deliller ile haklılığımız ortaya konmuştur. 

Emeğine ve hukuki mücadelesine saygı duyduğumuz, tüm içtenliğimiz ile desteklediğimiz sayın işçilerimiz, ortalıkta yayılan ve kasıtlı olarak safsata niteliğinde dillendirilen sözlere, beyanlara ve açıklamalara itibar edilmemesini önemli rica ediyoruz. Bizler avukat olarak hukuki mücadelemizi tüm samimiyet ve içtenlikle, gerektiği gibi mevcut tüm deliller ile destekleyerek sürdürmekteyiz. Bu konuda avukat olarak hiçbir müvekkilimize davaların % 100 kazanılacağı yönünde garanti vermemekle birlikte, işçilerimizin haklı mücadelesine inanmış ve bu durumun yasa ve hukuk önünde kabul edilmesi gerektiğini defatlerce izah etmiştik. Zira bu haklılığa İstanbul 9 ve 1 İş Mahkemeleri de hukuki ve yasal kapsamda gördüğü için muvazaayı kabul etmiş ve kararlar vermişlerdir. İş bu kararlar Yargıtay aşamasından geçerek kesinleşmiştir. 

Yaptığımız hukuki mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğimizi, işçilerimizin haklarını sonuna kadar savunacağımızı, bu yolda karşımıza çıkacak tüm menfi tavır ve davranışları yıkarak geçeceğimizin bilinmesini istiyoruz. Bu yönde  işçilerimizin karşısına çıkacak çirkin tavır, davranış, beyan ve açıklamalara itibar etmemelerini önemle rica ediyoruz.